
Trafik Kazalarında Hukuki Süreç: Cezai, Hukuki ve Sigorta Boyutu
Giriş
Trafik kazaları, bireylerin can ve mal güvenliğini tehdit eden önemli toplumsal sorunlardan biridir. Gelişen ulaşım sistemleri ile birlikte artan araç sayısı, kazaların sıklığını ve hukuki sonuçlarını da çeşitlendirmiştir. Trafik kazaları yalnızca fiziksel zararlarla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda hukuki, cezai ve mali sorumluluklar da doğurmaktadır. Bu makalede, Türkiye'deki trafik kazalarında ortaya çıkan hukuki süreçler; ceza hukuku, özel hukuk ve sigorta hukuku çerçevesinde incelenecektir.
1. Cezai Sorumluluk
Trafik kazası sonucunda bir kimsenin hayatını kaybetmesi veya yaralanması halinde sürücünün cezai sorumluluğu gündeme gelir. Bu tür fiiller, Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun taksirle adam öldürme (m. 85) ve taksirle yaralama (m. 89) hükümleri kapsamında değerlendirilir[1]. Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali ile işlenen suçları ifade eder ve trafik kazalarında bu tür ihlaller sıkça görülmektedir.
Ceza yargılamasında mahkemeler, sürücünün kusur durumunu, hız, hava koşulları, yol durumu gibi birçok unsuru değerlendirerek hüküm verir. Eğer kazada ölüme neden olunmuşsa, sanık hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngörülürken; birden fazla kişinin ölümü veya yaralanması söz konusuysa bu ceza 15 yıla kadar çıkabilir[2].
2. Hukuki (Tazminat) Sorumluluk
Trafik kazalarına bağlı olarak meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmini, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Karayolları Trafik Kanunu (KTK) çerçevesinde değerlendirilir. Özellikle TBK m. 49 ve devamı maddelerinde haksız fiil sorumluluğu düzenlenmiş olup, zarar görenin uğradığı maddi zararlar (tedavi giderleri, iş gücü kaybı, araç hasarı vb.) ile manevi zararlar talep edilebilir[3].
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi, motorlu araç işletenini (sürücü, malik veya işleten) "kusursuz sorumluluk" ilkesi uyarınca sorumlu tutar. Bu hüküm uyarınca, araç işleteninin kusuru olmasa dahi zarardan sorumlu tutulması mümkündür[4].
Yargıtay, manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde kazanın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile zararın etkisini göz önünde bulundurmaktadır[5]. Ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatı gibi özel tazminat türleri de ölümle sonuçlanan kazalarda gündeme gelmektedir[6].
3. Sigorta ve Maddi Güvence Sistemi
Trafik kazaları neticesinde doğan zararların bir kısmı, zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında karşılanmaktadır. Türkiye'de motorlu araç sahiplerinin yaptırması zorunlu olan bu sigorta türü, kazada kusurlu olan araç sürücüsünün üçüncü kişilere verdiği zararları poliçe limitleri dahilinde karşılar[7].
Ayrıca, kazaya karışan tarafların kasko sigortası, ferdi kaza sigortası ve zorunlu koltuk sigortası gibi ek poliçeleri varsa, bu teminatlar kapsamında da ödeme yapılabilir. Sigortacılık Kanunu ve ilgili yönetmelikler, sigorta şirketlerinin sorumluluğunu ve başvuru süreçlerini düzenlemektedir[8].
Bazı durumlarda zarar gören kişinin, sigorta şirketine doğrudan başvurma hakkı vardır. Ancak sigorta şirketinin zarar tazminatını reddetmesi halinde zarar gören kişi, hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabilir[9].
4. Yargılama Süreci ve Uyuşmazlıkların Giderilmesi
Trafik kazaları nedeniyle açılacak davalar, genellikle Asliye Ceza Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi ve Ticaret Mahkemesi (sigorta uyuşmazlıklarında) nezdinde görülmektedir. Tazminat davalarında zamanaşımı süresi genel olarak 2 yıl olmakla birlikte, ceza davası açılması durumunda ceza davasının zamanaşımı süresi uygulanır[10].
Uyuşmazlıkların çözümünde bilirkişi raporları, trafik kusur oranı ve adli tıp raporları oldukça önemlidir. Bu belgeler, hem kusurun belirlenmesinde hem de tazminat miktarının saptanmasında temel alınır.
Sonuç
Trafik kazaları yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda çok yönlü hukuki sonuçlara neden olur. Sürücüler, kazalarda hem cezai hem de tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, kazaya karışan kişilerin hukuki hak ve yükümlülüklerini iyi bilmeleri önem arz eder. Gerek mağdurların hak kaybına uğramaması, gerekse sorumluların hak ettiklerinden fazla bir yük altına girmemesi için yargı sürecinde uzman hukukçulardan destek alınması yerinde olacaktır.
Kaynakça
*1. 1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, m. 85–89, Resmî Gazete: 12.10.2004, Sayı: 25611. 2. 2. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/4972 E., 2019/2365 K., T. 28.02.2019. 3. 3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, m. 49 vd., Resmî Gazete: 04.02.2011, Sayı: 27836. 4. 4. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, m. 85, Resmî Gazete: 18.10.1983, Sayı: 18195. 5. 5. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2017/10845 E., 2019/3426 K., T. 21.02.2019. 6. 6. Eren, F. (2020). Borçlar Hukuku Genel Hükümler (22. baskı). Ankara: Yetkin Yayınları. 7. 7. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, T.C. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu. 8. 8. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Resmî Gazete: 14.06.2007, Sayı: 26552. 9. 9. Akyüz, E. (2021). Trafik Kazalarından Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluk. Ankara: Seçkin Yayıncılık. 10. 10. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 2010/1 E., 2010/3 K., T. 17.12.2010. *

Sedat Güner
İş ve trafik kazalarında ve tazminat hukukunda danışmanlık hizmetleri vermektedir.